T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MANİSA / AHMETLİ - Ahmetli Şehit Hakkı Erdoğan Çok Programlı Anadolu Lisesi

Haberler

Nis

  Türk Polis Teşkilatı, modern anlamda 10 Nisan 1845 tarihinde İstanbul'da kurulmuş; 'Polis' adı ile kurulan teşkilatın görevleri ise yine aynı tarihte yayınlanmış olan Polis Nizamnamesi'nde ifade edilmiştir. Yabancı elçiliklere de duyurulan bu kuruluşun ardından, huzurun ve güvenliğin devamlılığı için görevini sürdüren Polis Teşkilatı'nın kuruluşu, her yıl 4-10 Nisan tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle ve törenlerle kutlanmaktadır. Bu nedenle 4-10 Nisan Polis Haftası olarak kabul edilmektedir.Bizde okulumuz öğretmen ve öğrencilerimiz olarak kahraman polis teşkilatımızın 177. kuruluş yılını en içten dileklerimizle kutlar görevlerinde başarılar dileriz.İyiki varsınız...


Nis

Bugün Dünya Otizm Farkındalık Günü! Otizm eksiklik değil farklılıktır. Farklılıkları birlikte fark edelim ve onların sevgi dolu enerjilerini hissedelim.Farklılığımız yok, ortaklığımız çok! 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününde; "Otizme Mavi Işık Yak"

Otizm iletişim ve sosyal etkileşim sorunları, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlarla ortaya çıkan bir rahatsızlık olup ömür boyu devam eden bir gelişim bozukluğudur. Erken teşhiste uygulanan  rehabilitasyon programı ve özel eğitim süreci ile rahatsızlığın etkilerinin minimize edilmesi mümkündür. Bilim İnsanları nedenini henüz tam olarak tespit edemese de genetik bir rahatsızlık olduğu görüşü kuvvetlidir..

Bizde böyle bireylerin yalnız olmadığını hissettirmek için Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Alanı panosunu hazırladık.Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ediyoruz.

Nis

Kişilerin gereksinim duydukları ve tek başlarına üretemedikleri bazı mallar ve hizmetler vardır. Toplumun ortak ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan bu mal ve hizmetler genellikle devlet tarafından üretilir.

Ülkeyi korumak, kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak, toplumda adaleti sağlamak, baraj, liman, köprü yapmak, toplumun ortak ihtiyaçlarından bazılarıdır. Devlet, toplumun bu türden ortak ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışır. Toplumun ortak ihtiyaçlarını karşılamak için devletin yerine getirmesi gereken hizmetlere (Örneğin sağlık, eğitim, güvenlik, adalet vb.) kamu hizmeti adı verilir.

Günümüz toplumlarında devletin sunması gereken kamu hizmetlerinin türü ve sayısı gittikçe çoğalmaktadır. Buna bağlı olarak kamu giderleri de artmaktadır. Kamu giderlerini karşılayacak parasal kaynaklar ise sınırlıdır.

Vergi, devletin kişilerden ve kurumlardan kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak üzere yasal olarak aldığı paralardır. Vergileme, yalnızca devlete ait bir yetkidir. Devlet, egemenlik gücüne dayanarak kişilerden ve kurumlardan vergi almaktadır. Anayasa'mızın 73. Maddesine göre herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere malî gücüne göre vergiödemekle yükümlüdür.

Vergi ödemek bir vatandaşlık görevidir. Vatandaşların bu görevlerini yerine getirmeleri için vergi ödemenin ne anlama geldiğini sorgulamaları gerekir. Vergi, devlet tarafından vatandaşlardan zorla alınan para olarak algılanmamalı, kişi ve toplum olarak yararlandığımız sağlık, eğitim, güvenlik, adalet, ulaşım gibi kamu hizmetlerinin bedeli olarak değerlendirilmelidir.

Vergiyi, yararlandığımız kamu hizmetlerinin bedeli olarak yorumlamak, verginin mantığını kavrayabilmek ve vergiyi doğru algılamak bakımından önemlidir.

 Bizde bu düşünceyle esnaflarımızı vergi konusunda bilgilendirip,hazırlamış olduğumuz vergi takvimini hediye ettik.Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ederiz.

Nis

Tutumluluk elimizdeki imkanları ölçüsünde kullanmak demektir. Cimrilik ile aynı anlamda değildir. Cimrilikte başkası ile paylaşmama söz konusudur. Yine benzer bir kavram da "pintilik" kavramıdır. Pintiliğin de tutumlulukla alakası yoktur. Pinti olan bir insan kendi temel gereksinimlerini bile gidermeye çekinir. Örneğin pinti bir insan karnını doyuracak kadar yemekten bile çekinir. Oysa tutumlu insan temel ihtiyaçlarının hepsini yerine getirir; ama israftan da kaçınır.

Tutumluluk, tasarruf etmek, gereksiz şekilde harcamamak demektir. Her insan tutumlu olmak zorundadır; aksi takdirde sadece kendisine değil, topluma da zarar vermiş olur. Tutumluluk, zenginliği getiri ve o zenginliğin kalıcı olmasını sağlar. İsraf eden kimselerin zenginleşmesi mümkün değildir. Kendilerine hazırdan gelen bir zenginlik varsa dahi, bu zenginlik kısa sürede tükenecektir. Zira hazıra dağ bile dayanmaz derler.

Tutumluluk, yarını da düşünmek demektir. Geleceğin tedbirini almak demektir. Yarın başımıza ne geleceğini bilemeyiz. Tutumlu insan, yaptığı birikimlerle de geleceğini garanti alına alır. Böylece içi her zaman rahattır.

Okulumuz Muhasebe ve Finansman Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından anasınıflarında tutumluluk hakkında sunum yapılarak hazırlamış oldukları kumbaralar anasınıfı öğrencilerine hediye edilmiştir.Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ederiz.

Nis

Down sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir. En basit anlatımı ile sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down sendromlu bireylerde bu sayı üç adet 21. kromozom olması nedeniyle 47 olmaktadır. Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir. Down sendromuna sebep olduğu bilinen tek etmen hamilelik yaşıdır, 35 yaşüstü hamileliklerde risk artar. Ancak genel olarak genç kadınlar daha fazla bebek sahibi olduğundan Down sendromlu çocukların %75-80'i genç annelerin bebekleridir. Ülke, milliyet, sosyo-ekonomik statü farkı yoktur. Ortalama her 800 doğumda bir görülür. Tüm dünyada 6 milyon civarında Down sendromlu birey yaşamaktadır. Türkiye'de tam bir veri yok ama yaklaşık 70.000 Down sendromlu kişi olduğu tahmin ediliyor. Hafif veya orta seviye zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine sebep olur.

 İnsan vücudunu oluşturan kromozomların 23 tanesi anneden, 23 tanesi ise babadan gelmektedir. Down sendromunda  21. kromozom 2 değil 3 adet olmaktadır (Bu sebepten dolayı Down sendromu Trisomy 21 diye de bilinmektedir). Bunun sonucu olarak toplam kromozom sayısı 46 değil 47 olmaktadır.

  Öğrencilerimizde bunun farkındalığını oluşturmak için okul panosu hazırlandı ve bilgilendirildi.Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ederiz.

Mrt

Değerler Eğitimi; kendi kültürümüzü, inancımızı öğrenip yaşayıp ve davranışa aktarmaktır. Davranışa dönen her değeri sosyal çevre içinde model olarak insanlara yansıtmaktır. Bunu yaparken bir yandan köklerini sımsıkı tutan diğer yandan da dünya ile entegre olabilen ufku geniş ön yargısız, bilgiye, yeniliğe açık insanlar yetiştirmektir.

Bu doğrultuda yetişen her insan yeni neslin oluşmasında toprağa atılan bir tohumdur.
Bu tohumların yetişmesinde, kuvvetlenmesi ve meyve vermesinde öğrenim ve öğretimin rolü çok büyüktür. İlk öğretmen anne-babadır. Çocuğun ahlakı anne karnındayken şekillenmeye başlar. Gözümüzden sakındığımız evlatlarımız en fazla altı yıl kesintisiz bizimle beraberdir. Okul hayatını ana sınıfından başlamış olarak kabul edersek, çocuğun hayatının diğer kalan kısmı anne ve babayla değildir. Biz, çocuğu bir yere kadar koruyup kollayabiliriz. Hayatının kalan kısmını sosyal çevre ve okul şekillendirecektir.

Evlatlarımızı emanet ettiğimiz kurumlar ne kadar lüks, donanımlı olursa olsun içinde bulunan insanların değerleri, inançları ile şekilleniyor körpe zihinleri. Bize düşen görev; evlatlarımızı inançlı, imanlı, vicdanlı, kendi alanına hakim ruhlu, fikri özgür, ön yargısız, farklı düşünce ve inançlara saygılı insanlarla buluşturmaktır. Öğrenilen her bilgi çocuğun ruhunda ve vicdanında yer buluyorsa bir kıymeti vardır. Değerler Eğitiminin temel amacı; merhametli, duyarlı, inançlı ve değerlerine sahip çıkan dünya ile bağını koparmayan vizyon sahibi nesiller yetiştirmektir.

  • Mevlana Mesnevisinde "Değer Nedir? diye sorar ve cevaplar:
    "Buğday ve un değerlidir. Asıl amaç ve ürün olan ekmek daha değerlidir.
  • En değerli nedir? Tohumun ekmeğe dönüşmesinde şükreden insan daha değerlidir.
  • Bu insan sadece bedenini değil canını da beslemiştir. Önce yok olmuş sonra başak vermiştir."                                                                                                                                                Okulumuzda öğrencilerimizde iyi yönde etki etmesi amacıyla "Değerler Eğitimi Köşesi " hazırlanmıştır.Emeği geçen öğretmen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.                                                                                                 

Mrt

Bağımlılık, kişinin zarar görmesine rağmen madde kullanımına devam etmesi, kullandığı maddeyi uzun süre bırakamaması, sürekli madde arayışı içinde olması, kullandığı maddeyi giderek arttırması ile karakterize edilen bir tablodur.

Bağımlılık karar verme süreçlerine bağlı bir durumdur. Bireyin yaşamındaki ilişkiler, yaşam düzenlemeleri ve sağlığına ilişkin kararları ve seçimleriyle ilgilidir. Seçimler ve yaşam biçimi ise bireyin ailesinden başlayarak zamanla içinde bulunduğu çevrelerden etkilenme yaşantılarına dayanmaktadır.   Madde kullanımının sağlık, suç, yargı, sosyal refah, eğitim, güvenlik, ulaşım, ülke içinde ve ülkeler arası ticaret için bir dizi doğurguları vardır. Bu tür maddelerin kullanımı sadece gençlerin bireysel yaşamını olumsuz etkilemekle kalmaz, toplumu da etkiler. Cinayetlerin %60'ı, saldırıların %40'ı, tecavüzlerin %33'ü alkol kullanımı ile ilgilidir. Madde kullanımının fizyolojik etkileri algılamada, gerçeklik değerlendirmede sorun yaratmaktadır. Çünkü merkezi sinir sistemini ve diğer organları etkiler. BAĞIMLILIK YAPICI MADDE İSE,
Beyin işlevlerini ve tüm bedensel yapıları etkileyerek, zamanla organ sistemlerinde kalıcı değişikliklere yol açan, ruhsal ve davranışsal sorunlar oluşturan, yaşam için gerekli olmayan doğal ya da yapay sahte iyi oluş hali ortaya çıkaran maddelerdir.
AMATEM'e göre, yasal olan ya da olmayan, uyarıcı ya da uyuşturucu niteliği olan, bağımlılık yapan maddelerin tümüne "uyuşturucu madde" denilmektedir. 
"Madde Kullanımı/Bağımlılığı" dendiğinde uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle birlikte tütün ve alkol ürünleri de kapsanmaktadır. Tütün ürünleri ve alkolün ortalama düzeyde kullanımı bile ciddi kişisel ve sosyal sonuçlara yol açabilir. BAĞIMLI BİREY;
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAYBEDER  İnsan var oluşundan itibaren hep özgürlüğünü kazanma uğruna mücadeleler vermiştir, hala da vermektedir. Özgürlük, herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumudur. Dolayısıyla, herhangi bir maddeye bağımlı olan insanın özgür olamaz.    KENDİNE OLAN GÜVENİ ZAYIFLAR  Maddenin neler yaptığını bağımlı olan kişi çok iyi bildiği için, maddenin yoksunluk anında örneğin kas sistemlerini kontrol edemeyeceği için tuvaletini tutamaz, tuvaletini tutamayan bir insanın kendine güvenmesinden de söz edilemez. Ya da madde bulabilmek için istemediği şeyleri yapmak zorunda kalır; kendi kararlarıyla değil, başkalarının yönlendirmeleriyle yaşayan kişinin de kendine güveninden söz etmek olanaksızdır.    KENDİNİ KONTROL ALTINDA TUTAMAZ  Maddeye karşı gösterilecek irade kullanmak ya da kullanmamakla ilgilidir. Kullandıktan sonra merkezi sinir sistemi bozulduğu için insanın sağlıklı hareketlerde bulunması zaten beklenemez. Maddenin etkisindeyken kendisi dahil, etrafına zararlı bir insan haline gelebilir.  İDEALLERİNİ KAYBEDER  İnsan; " HAYATTAN NE BEKLİYORSUN?" sorusuna birden fazla cevaplar verir. Eğer veremiyorsa sorun var demektir, bu sorunların en önemlisi de bağımlılıktır. Bağımlı olan kişiler bu soruya genel olarak; "HİÇ" cevabını vermektedirler. Bu cevap da ideallerin kalmadığını göstermektedir.    İNSANİ İLKELERİ YOK OLMAYA BAŞLAR  Bağımlı kişi, maddenin etkisinde bir yaşam sürdürmeye başladığı ve maddenin denetiminde hareket ettiği için, yaşamla ilgili sorumluluklarını yerine getiremez.
Maddeyi kullanmak başlı başına bir suçtur, ayrıca madde beraberinde de diğer suçlarıgetirmektedir.  Bağımlı kişi: Maddeyi alabilmek için, önce mevcut parasını bitirir. Parasını bitiren kişi yakınlarını kandırmaya başlar, yani yakınındaki insanları soyar, günü kurtarma adına hırsızlık yapmaya başlar, parasını maddeye yatırır. Fuhuş yaparak, bu yolla kazanılan parayı maddeye harcar. Ayrıca insanlar bağımlı yapılarak, madde karşılığında zorla fuhşa zorlanırlar, ve en önemlisi; Narkotik Atasözü: "HER İÇİCİ POTANSİYEL BİR SATICI ADAYIDIR!" Bu ne demek? Her içici para bulma uğruna etrafındaki insanı maddeyle tanıştırır. Maddeyle yeni tanışan bu insanın başka bir yerden satın alma imkânı yoktur. Böylece uyuşturucu satıcıları için yeni bir para kaynağı oluşturulmuş olur. 
Bağımlılık yapıcı maddelerden korunma
Önleme çalışmalarında bireyi madde kullanımına başlamadan bilinçlendirmek öncelikli hedeftir. Birincil önleme çalışmaları olarak tanımlanan bu yaklaşımda eğitim yolu ile, madde kullanımının engellenmesine çalışılmaktadır.   En iyi korunma yolu  HİÇ BAŞLAMAMAKTIR...
Bir şekilde başlanmışsa;
KURTULMAK MÜMKÜNDÜR !
Madde kullanımı ve bağımlılığı bir sağlık sorunu olmakla birlikte tedavisi mümkün bir hastalıktır. Kişi ilgili hastanede tedavisini olup sağlıklı bir birey olarak kendi yaşam alanına geri dönebilir. Bunun için mutlaka tıbbi yardım ve uzman desteği gerekmektedir. Tedavi tamamlandıktan sonraki süreç oldukça hassastır. Kişi kendisini madde kullanımına iten ortamlardan ve arkadaş çevresinden uzaklaşmalı, yaşamında anlamlı ve önemli olan kişiler, etkinlikler ve yaşantılarla iç içe olmalıdır. Aksi takdirde tekrar madde kullanım ihtimali oldukça yüksektir.   Turgutlu Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından öğrenci velilerimize zararlı alışkanlıklar hakkında bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.Emeği geçen Emniyet yetkililerine çok teşekkür ediyoruz.

Mrt

Siber suç bilgisayar, bilgisayar ağı veya ağa bağlı bir cihazı hedef alan veya kullanan tüm suç faaliyetleridir.

Siber suçların çoğu, para kazanmak isteyen siber suçlular veya korsanlar tarafından gerçekleştirilir. Siber suçların arkasında bireyler veya gruplar bulunur.

Bazı siber suçlular organize olup gelişmiş teknikler kullanır ve teknik açıdan son derece beceriklidir. Diğerleri ise acemi bilgisayar korsanlarıdır.

Nadiren de olsa kazanç sağlamaktan başka bir amaçla bilgisayarlara zarar vermeyi hedefleyen siber suçlarla karşılaşılır. Bunlar politik ya da kişisel olabilir.

Siber suçlara örnek verecek olursak;

  • E-posta ve internet dolandırıcılığı.
  • Kimlik dolandırıcılığı (kişisel bilgilerin çalınması ve kullanılması).
  • Finans veya kart bilgilerinin çalınması.
  • Kurumsal verilerin çalınması ve satılması.
  • Siber gasp (saldırı tehdidinde bulunularak para istenmesi).
  • Fidye yazılımı saldırıları (bir tür siber gasp).
  • Cryptojacking (korsanların sahip olmadıkları kaynakları kullanarak kripto para madenciliği yapması).
  • Siber casusluk (korsanların devlet veya şirket verilerine sızması).
  • Bu suçlarla ilgili farkındalık ouşturmak için Manisa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından öğrencilerimize bilgi verilmiştir.Emeği geçen Emniyet yetkililerine teşekkür ediyoruz.

Mrt

İnsanlar; bebeklik, çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık evre­lerini yaşarlar. Bebeklik ve çocukluk evrelerinde insanın temel ve sosyal ihtiyaçlarını anne ve babası karşılar. Onunla ilgilenir, sevgi ve şefkat gösterirler.

Yaşlılık, biyolojik bir olgudur. Yaşlılıkta insanın iş yapabilme gü­cü azalır. Fiziksel olarak ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşebi­lir. Ruhsal yönden de kendisine yakınlık gösterecek insanları çev­resinde ister.

Yaşlılar, dünle bugün arasındaki köprülerdir, Kültür yaşamımı­zı yarınlara taşımayı sağlayan en önemli varlıklarımızdır, Yaşlı kişilere saygı göstermeliyiz. Bu, aynı zamanda onlara bir minnet borcumuzdur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi ve yaşama bağlı olmaları gerekir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlü­ğü, yaşlıya saygı ve sevgi gibi, halkımızaa zaten var olan duygu­ları bilimsellikle birleştirirek yardıma muhtaç olan yaşlı vatandaş­larımıza en iyi hizmeti vermektedir.Bizde okul oalrak yaşlılarımızı unutmadık.Elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık.Emeği geçen bütün öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ediyoruz.

Mrt

    Ülkemizde her yıl, mart ayının ilk haftası Yeşilay Haftası olarak kullanılır. Yeşilay Haftası'nın tarihçesi ise şöyledir: Sağlığa son derece zararlı olduğu bilinen alkollü içkilerin, sigaranın ve çeşitli uyuşturucu maddelerin karşı çıkılmıştır. Sağlığa zararlı bu ürünlere karşı olanlar, bir dernek kurdular. 5 Mart 1920 yılında kurulan bu derneğin adı, Hilali Ahdar derneğiydi. Hilal'in anlamı bildiğiniz gibi ay, ahdar'ın anlaması ise yeşil manasına gelmekteydi. Hilali Ahdar derneği ise zaman içerisinde Yeşilay derneği ismini aldı.Okulumuzda Yeşilay haftası ile ilgili  panomuzu hazırlayarak farkındalık oluşturmaya çalıştık.Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok teşekkür ediyoruz.

Mrt

Sivil savunma; zor zamanda sivil halkı korumaya yönelik olarak yapılan çalışmalar ve alınan önlemlerdir. Savaş zamanında can ve mal kaybının en aza indirilmesi ve sivil halkın savunmaya destek vermesi için hizmet verir. Afetlerde yardıma koşup can ve mal kaybını en aza indirmeye çalışır. Adı üzerinde olduğu gibi "Sivil Savunma" yani halkın savunmasıdır. Bu da 15 yaşındaki herkesin sivil savunma yükümlüsü olduğunu gösterir. Sivil savunma bir felaket durumunda kendimizi nasıl savunacağımızı bize öğretir.

Hepimiz şunları bilmeliyiz:

• Tehlike durumundaki uyarı ve alarm işaretleri,
• Ani saldırılara hazırlık,
• Gizlenme ve sığınma yeri,
• Yangına hazırlık,
• İlk yardım kuralları Sivil savunmanın önemini belirtmek amacıyla her yıl okullarımızda 28 Şubat "Sivil Savunma Günü" olarak kutlanır. Bu günün önemi vurgulanır. Toplumu bu konuda bilgilendirmek amacı ile o gün sivil savunma ile ilgili yayınlar yapılır.

Mrt

     Pi sayısının meşhur yaklaşık değeri 3,14 olduğu için her yıl 3'üncü ayın 14'üncü günü 1988 yılından beri "DÜNYA Pİ GÜNÜ" olarak kutlanıyor. Matematikçiler için adeta bir bayram olan gün çeşitli yerlerde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.Bizde okulumuzda pi sayısı etkinliği düzenledik.Emeği geçen öğrenci ve öğretmenlerimize çok teşekkür ediyoruz.

Mrt

      Aziz Türk Milleti'nin bağımsızlığına ve kutsal değerlerine olan inancını destanlaştıran İstiklal Marşı'mızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 101. yıldönümünü idrak etmenin gururunu yaşıyoruz.      İstiklal Marşı, bir milletin bağımsızlık aşkının, imkânsızlıklar içerisinde gösterdiği büyük kahramanlığın, milli değerlerimizi ve ideallerimizi yansıtan azim ve fedakârlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin mısralara dökülmüş ifadesidir. İstiklal Marşı; milli birlik ve beraberliğimizin mutabakat belgesidir. Milli mücadele günlerinin heyecanını içinde taşıyan İstiklal Marşımız, ay yıldızlı al bayrağımız göklerde özgür bir şekilde dalgalandıkça milletimizin ortak sesi, ortak vicdanı olmaya devam edecektir. Aziz milletimizin gönül dünyası, yüce hasletleri, cesaret, kahramanlık ve eşsiz mücadele azmi vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un veciz dizeleriyle tarihe not olarak düşülmüş ve ebedileştirilmiştir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu eşsiz eseriyle Türk milletini vatan ve bayrak sevgisi, birlik, beraberlik, ortak düşünce ve değerler ekseninde buluşturarak zirveleştirmiştir. Merhum Mehmet Akif'in bu eşsiz eserinin her dizesinde Aziz Türk milletinin kahramanlığını, fedakârlığını ve bağımsızlık düşüncesini görmekteyiz. Mehmet Akif, "O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir, o günleri yaşamak lazım, o şiir artık benim değildir, o milletimindir." diyerek bu eşsiz şiirini Aziz Türk milletine hediye etmiştir.       Milli mücadele günlerinin heyecanını destansı bir şekilde yansıtan İstiklal Marşımız, dün olduğu gibi bugün de kalplerimizi, ruhlarımızı birleştirerek yolumuzu aydınlatmaya devam edecek ve eşsiz vatanımızın semalarında ilelebet yankılanacaktır.      İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü'nde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, İstiklal Marşı'nın Şairi Mehmet Akif Ersoy'u ve İstiklal Savaşı'nın tüm kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.  

Mrt

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Alanında öğrencilerimizin çalışmalarını yapmış oldukları  atölyemizden kesitler sunduk.Atölyede çizimlerine yardımcı olması için ışıklı masalarımız mevcuttur.Atölye çalışmalarında önce iş güvenliği diyoruz ve uyarı levhalarımız bulunmaktadır.Öğrencilerimizin en iyiye en kısa sürede ulaşması için malzeme dolaplarımızı bölümlere ayırdık.Bu düşünceyle her zaman en iyiyi en sağlıklı şekilde yapmalarını sağladık.Bu farkındalık ile yetişen öğrencilerimizin  atölye dersinde yapmış olduğu çalışmalardan bir kısmını sergiledik.Öğrencilerimize ve alan öğretmenlerimize çok teşekkür ediyoruz ve çalışmalarında kolaylıklar diliyoruz.

Mrt

Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser 12 Mart 1921'de TBMM tarafından "İstiklal Marşı" olarak kabul edilmiştir.1921 yılında yapılan yarışmaya  724 eser katılmış ve birinci olmuştur.Okullar arası İstiklal Marşını güzel okuma yarışmasında okulumuz Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Alanı 12-C sınıfı öğrencisi Ayşenur Kocatürk birinci olmuştur.Öğrencimizi kutluyor emeği geçen öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.